SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SEWM

<< 932 >>

باب: الوصال، ومن قال: ليس في الليل صيام.

48- Visal Orucu Ve "Geceleyin Oruç Tutmak Yoktur Diyenler

 

-لقوله تعالى: {ثم أتموا الصيام إلى الليل}. /البقرة: 187/.

Çünkü Yüce Allah: "orucu geceye kadar tamamlayın" buyurmuştur.[Bakara 187]

 

ونهى النبي صلى الله عليه وسلم عنه رحمة لهم وإبقاء عليهم، وما يكره من التعمق.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de sahabeye olan merhametinden, onlara acımasından ve fazla derine dalmanın (gerekli olmayan tekellüfün - sorumluluğun üstlenilmesinin) hoş karşılanmamasından dolayı yasaklamıştır.

 

حدثنا مسدد قال: حدثني يحيى، عن شعبة قال: حدثني قتادة، عن أنس رضي الله عنه،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (لا تواصلوا). قالوا: إنك تواصل، قال: (لست كأحد منكم، إني أطعم وأسقى، أو: إني أبيت أطعم وأسقى).

 

[-1961-] Enes r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: 'Visal orucu tutmayın".

 

Sahabe: "Sen orucu (iftar etmeden diğer oruca) birleştiriyorsun" deyince, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ben sizden biriniz gibi değilim. Bana yediriliyor ve içiriliyor (yahut ben yedirildiğim ve içirildiğim halde geceliyorum)" buyurmuştur.

 

Tekrar 7241

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن نافع، عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما قال: نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الوصال، قالوا: إنك تواصل، قال: (إني لست مثلكم، إني أطعم وأسقى).

 

[-1962-] Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem visal orucunu yasakladı.

 

Sahabe: "Sen visal orucu tutuyorsun" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ben sizin gibi değilim. Ben yedirilir, içirilirim" buyurdu.

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: حدثنا الليث: حدثني ابن الهاد، عن عبد الله ابن خباب، عن أبي سعيد رضي الله عنه: أنه سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (لا تواصلوا، فأيكم إذا أراد أن يواصل فليواصل حتى السحر). قالوا: فإنك تواصل يا رسول الله، قال: (إني لست كهيئتكم، إني أبيت لي مطعم يطعمني وساق يسقين).

 

[-1963-] Ebu Saîd r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözünü işittiğini söyledi: "Visal orucu tutmayın. Biriniz visal orucu tutmak istediğinde seher vaktine kadar tutsun".

 

Sahabe: "Sen visal orucu tutuyorsun ey Allah'ın Resulü" dediler.

 

Bunun üzerine Nebi: "Ben sizin durumunuzda değilim. Ben gecemi beni doyuran ve bana su verenin yedirmesi ve içirmesiyle geçiririm" buyurdu.

 

 

حدثنا عثمان بن أبي شيبة ومحمد قالا: أخبرنا عبدة، عن هشام بن عروة، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت: نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الوصال رحمة لهم، فقالوا: إنك تواصل، قال: (إني لست كهيئتكم، إني يطعمني ربي ويسقين).قال أبو عبد الله: لم يذكر عثمان: رحمة لهم.

 

[-1964-] Aişe r.anha şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem visal orucunu sahabeye olan merhametinden dolayı yasakladı.

 

Sahabe: "Sen visal orucu tutuyorsun" deyince, Nebi; "Ben sizin durumunuzda değilim. Beni Rabbim yedirir ve içirir" buyurdu.

 

 (Buhari şöyle dedi): Osman "Onlara olan merhametinden" ifadesini zikretmemiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     Visal orucu, orucu bozan şeyleri oruç gecelerinde kasten terk etmektir. Bu­nun kapsamına gecenin tümünü veya bir kısmını, orucu bozan şeylerden uzak durarak geçiren kimseler girer. Buharî, bu konudaki meşhur görüş ayrılığı sebe­biyle bunun hükmünü zikretmemiştir.

 

Geceleyin oruç tutma diye bir şeyin olmadığına dair Beşîr İbn Hasasiyye hadisi vardır. Bu hadisi, Ahmed İbn Hanbel, Taberanî, Said ibn Mansur, Abd İbn Humeyd, İbn Ebu Hatim (son ikisi tefsirlerinde) sahih bir senetle Beşîr İbn Hasasiyye'nin hanımı Leyla'dan şu şekilde rivayet etmişlerdir: "Ben iftar etme­den iki gün oruç tutmak İstedim. Beşir bana genel olarak şöyle dedi: Hz. Pey­gamber bu orucu yasaklayarak "Bunu Hristiyanlar yapar. Siz Allah'ın size emret­tiği gibi oruç tutun. Orucu akşama kadar tamamlayın. Akşam olunca da iftar edin" buyurdu.

 

Konu başlığında geçen derine dalma (taammuk yani gerekli olmayan tekel-lüfün/sorumluluğun üstlenilmesi) ifadesi, kişinin yükümlü tutulmadığı bir şey İle kendini yükümlü tutmasıdır.

 

Bu hadislerin tümü, visal orucunun Hz. Nebi'e (s.a.v.) mahsus olduğuna ve başkasının bu orucu tutmasının yasak olduğuna, ancak sehere kadar tutma konusunda izin söz konusu olduğuna delil getirilmiştir.

 

Daha sonra visal orucunun yasaklığının ne ifade ettiği konusunda şu farklı görüşler ileri sürülmüştür: - Haramdır. - Mekruhtur. - Zorlukla tutabilenlere haram, zorlanmayanlara mekruhtur.

 

Selef bu konuda farklı ictihadlarda bulunmuştur. Bu konuda Abdullah ibn Zübeyr'in ayrım yaptığı rivayet edilmektedir. İbn Ebî Şeybe sahih senetle ondan on beş gün iftar etmeden oruç tuttuğunu rivayet etmiştir. Sahabeden Ebu Said'in kız kardeşi,ile tabiinden Abdurrahman İbn EbîNaam, Amir İbn Abdullah İbn Zübeyr, İbrahim İbn Zeyd et-Teymî ve (Ebu Nuaym'ın el-Hilye adlı eserinde naklettiğine göre) Ebu'l-Cezva'da bu görüştedir. Bunu Taberî ve diğer alimler de rivayet etmiştir. Bu görüşte olanların delilleri bir sonraki konuda gelecek olan şu husustur: Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabına visal orucu tutturmuştur. Şayet yasak haramlık ifade etseydi, onların fiilini onaylamazdı. Bu da gösteriyor ki Hz. Aişe'nin de dediği gibi Hz. Nebi bunu onlara olan merhametinden ve yüklerini hafifletme isteğinden yapmıştır. Bu şuna benzer: Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ümmetine farz kılınır korkusuyla gece namazına kalkmayı on­lara yasaklamış, ancak bunu yapması kendisine zor gelmeyecek kimi sahabele­rin gece namazına kalktığı kendisine ulaştığında bunu yasaklamamıştır. Bunun benzeri, tüm yılı oruçlu geçirme konusunda gelecektir.

 

Bu açıklamalara göre; visal orucu tuttuğunda zorlukla karşılaşmayan, bu­nunla ehl-i kitaba benzemeyi kastetmeyen ve iftarı çabuk yapma konusundaki sünnetten yüz çevirme niyetinde olmayan kimsenin visal orucu tutması yasak değildir.

 

Alimlerin çoğunluğu ise visal orucu tutmanın haram olduğu görüşünü be­nimsemiştir. Şafiî'den bu konuda, haram ve mekruh olduğuna dair iki görüş nakledilmektedir. Nevevî de bununla yetinmiştir. İmam Şafiî el-Umm'de bunun yasak (haram) olduğunu açık bir İfadeyle belirtir.

 

Ahmed İbn Hanbel, İshak, İbnü'l-Münzir, İbn Huzeyme ve Malikîlerden bir grup, Said'in yukarıda zikredilen hadisi sebebiyle seher vaktine kadar visal orucu tutmanın caiz olduğu görüşünü kabul etmişlerdir.

 

Bunun caiz olduğunun delillerinden biri, Hz. Nebiin yasağından son­ra da sahabenin visal orucu tutmasıdır. Bu, onların yasağı haramlık olarak değil tenzih için olduğunu anladıklarını gösterir. Aksi taktirde buna teşebbüs etmezler­di. Haram olmadığını şu husus da desteklemektedir: Hz. Nebi Beşîr Ibnü'l-Hasasiyye'nin hadisinde visal orucu tutma yasağı ile iftarı geciktirme yasa­ğının gerekçelerinin aynı olduğunu belirtmiş her ikisi hakkında da "Bu ehli kita­bın fiilidir" demiştir. Görüşleri muteber olmayan Zahirîler dışında hiç kimse iftarı geciktirmenin haram olduğunu söylememiştir. Ayrıca mahiyeti açısından bakıl­dığında visal orucu tutmak nefsi şehvetlerinden alıkoyma, lezzetlerinden kopar­ma anlamına gelir. Bu sebeple yukarıda adı geçen alimler bunun mutlak olarak veya mukayyed olarak {belirli şartlar altında) caiz olduğu görüşünü sürdürmüş­lerdir.

 

 

Hadislerden Çıkan Bazı Sonuçlar

 

1- Mükellefler hükümlerde eşittir.

 

2- Bir delille istisna edilenler dışında Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hakkın­da sabit olan her hüküm, ümmeti hakkında da sabittir.

 

3- Müftünün verdiği fetva, kendisinin hali ile çelişkili ise ve fetva isteyen kişi bu çelişkinin sırrını bilmiyorsa müftünün fetvasına aykırı davranabilir.

 

4- Yasağın hikmetini araştırmak,

 

5- Nebi s.a.v.'e özgü hükümler vardır, Yüce Allah'ın "Sizin için Allah resu­lünde en güzel örnek vardır"[Ahzab 21] ayetinin genel ifadesi tahsis edilmiştir.

 

6- Sahabe, Hz. Nebi'in niteliği bilinen fiiline müracaat eder ve Hz. Peygamber'in yasakladıkları hariç buna uyardı.

 

7- Hz. Nebi'e özgü hükümlerin bütününe uyulmaz.

 

8- Yüce Allah görünürde bir sebep olmaksızın onların sıradan sonuçlarını ya­ratma kudretine sahiptir.